www.turkedebiyati.org Türk Dili ve Edebiyatı Eleştirinin Yollarında - Prof. Dr. Ahmet İnam Yetmişli yılların başında bıraktığım edebiyat eleştirisi çalışmalarının ardından, ara ara giriştiğim şair ve şiir değerlendirmelerini saymazsak, edebiyat eleştirisi üzerine otuz yıl sonra yazdığım ilk yazı bu. Bir ayrımla başlayacağım. Edebiyat eleştirisinin, edebiyat üstüne yapılmış çalışmalar içerdiği için, edebiyat dışında kalan bir boyutu vardır. Bu açıdan bakıldığında edebiyat eleştirisini: 1. Bir edebiyat türü olarak edebiyat eleştirisi 2. Edebiyat etkinliğine, ürünlerine, yazarlara, okurlara yöneltilmiş yorumsal, filolojik, felsefî, bilimsel çalışmalardan oluşan edebiyat eleştirisi olarak ikiye ayırıyorum. Elbette bu iki tür eleştirinin kesiştiği ortak alanlar da olabilir.Bu yazıda daha çok bir edebiyat türü olarak edebiyat eleştirisi üstünde duracağım. Öyle bir eleştiri olacak ki bu, edebiyat olacak. Şiir gibi, öykü gibi, deneme gibi olacak. Tür olarak daha çok denemeye yakın olacak. Konusu edebiyat ürünleri, edebiyatçılar, edebiyat etkinlikleri ve onların yorumlanıp değerlendirilmeleri olan bir deneme olacak. Bir şiiri ve onun edebî eleştirisini yan yana okuyabileceğim, bir eleştiriden alacağım tat, bir edebiyat tadı olacak. Elbette çözümlemeler, mantıksal, dilsel, felsefi yapı taşıyan özellikler içerir. Bu özellikler edebî bir atmosferde yoğunlaşarak, edebî tat taşıyan eleştiri, edebiyat tadında olan eleştiri ortaya çıkacak. Bu tür eleştiriye edeştiri demeyi öneriyorum. Edebiyatın olan, edebî, edebiyatlanmış eleştirinin “l”sine, edebiyatın “d”sini yerleştirerek oluşturduğum bu sözcük, edebiyatla eleştiri arasındaki karşılıklı “etme”leri, “edebilmeleri” de yansıtıyor olabilir. Eleştiri gibi zaman zaman “nesnel”, “bilimsel” olması gerekliliği ileri sürülen bir çalışma alanının edebî bir yapı taşıması, bu alandaki çalışmaların “ciddiliğini”, anlamını, kültür yaşamı için önemini zedelemez. Edeştiri, “boş”, “cilâlı” duygusal ağırlığı sözlerle yapılan; ayırd eden, çözümleyen, irdeleyen, didikleyen özelliklerden yoksun bir çalışma değildir. “Edebiyat yapmayı”, içi boş, süslü sözlerle gerçekleştirilen, insanları duygusal açıdan sömürmeye yönelik bir çaba sananlar yanılıyorlar.Edebiyat, “akla”, düşünmeye, akıl yürütmeye, sorgulamaya, araştırmaya ters düşen bir etkinlik değildir. Edebiyat, edebiyatla düşünür; edebiyattan, edebiyatça düşünür, çözümler, irdeler, değerlendirir edeştiride. Edeştiride, belli bir kuramın biçimsel kuruluğu görülmez.Bir siyasal, sosyal bilimsel, dilbilimsel, mantıksal, matematiksel kuramın edebiyat yapıtına tepeden uygulamaya çalışıldığı çabalar edeştiri olamaz.

www.turkedebiyati.org Türk Dili ve Edebiyatı Edeştiride, edeştirmen edebiyatçıdır. Her edebiyat yapıtı bir anlamda şiirsel özellikler taşıdığından (Bkz. “Ebedîyatını Yitirmiş Edebiyat” adlı yazım, Doğu-Batı, sayı:22, 2003, s. 21-36) edeştiri, yapıtın kendine özgü yapısını ortaya çıkarıp göstermek yerine, alışılagelen basmakalıp şekillerle, formüllerle, onu önceden kurgulanmış değerler,değerlendirmeler düzeneğinde bir yerlere yerleştirme değildir. Yapıtı önceden verilmiş kuramlara uydurarak görmenin adı edeştiri olamaz. Böyle bir yaklaşım, yukarıda sözünü ettiğim anlamıyla şiirsizliktir: Dar düşünce kalıplarına takılarak, yapıtın kendi farklılığını ortaya koymasına, ona tepeden kuramlar, ölçütler giydirerek izin vermemektedir. Edebiyata saygısızlıktır. Şiir, çünkü, olağan dilin ötesine dilin olanaklarıyla çıkarak başarılabilir. Edebiyat elbette boş söz değildir. Her “dolu” sanılan söz de edebiyat değildir. Sözün şiirlediği, şiir olarak ortaya çıktığı bir alandır edebiyat. Ölçülü, uyaklı dizeler anlamında, bir edebiyat türü olarak şiiri kastetmiyorum burada. Şiir, duyuş, düşünüş, kavrayışa dille açılan ufku gösterir. Eleştiride şiirin olması, ele aldığı yapıtın değerini, özelliklerini gösterecek biçimde, yapıtın etkisiyle eleştiri dilinin dönüşümler gösterebilmesi demektir. Yanlış anlaşılmaları önlemek için açıklama gerekir, bu noktada. Bir soruyla başlayayım:“Şiir eleştirisi şiirle, öykü eleştirisi öyküyle, deneme eleştirisi denemeyle mi yapılacak?” Şiir eleştirisi, örneğin, şiir üstüne, şiiri anlayıp, çözümlemeye, yorumlamaya, değerlendirmeye çalışan bir etkinliktir. Şiir eleştirisi şimdiye dek büyük çoğunlukla, düz yazıyla, belli düşünme, kavrama alışkanlıklarıyla yürütülmüştür. Bu eleştirilerin çok azının edebî bir değeri vardır. Elbette edebiyat üstüne yazılanlar, edebiyatla ilgilidir, edebiyat alanındadır ama edebiyat değildir. Şiir üstüne yazılan eleştirinin edebî olması da gerekmez.Ama, edeştiriden söz ediyorsak, edeştirinin başarabildiğinde, şiir olabileceğini söyleyebiliriz. Deneme edeştirisi, deneme; öykü edeştirisi öykü olabilir. Edeştiri, basma kalıp eleştirinin karşısına konulan bir eleştiri türüdür. (Örneğin, Tanpınar’ın Cemal Süreya’nın kimi yazılarının, eleştirilerinin edeştiri olduğunu söyleyebiliriz!) Bu ikili ayrımın dışında kalan, basma kalıp, çalakalem eleştiri taslaklarında görünen eksik ve özürlerden bir bölüğünü dile getirerek, eleştiri yolundaki engellerden bazılarını sergilemiş olacağım. a)Eleştiri olarak ortaya konan ürünlerin kimileri yalnızca değerlendirmeye (iyi, kötü; güzel, çirkin; değerli, değersiz gibi…) yöneliktir. Oysa o değerlendirmenin dayanakları verilmediğinde, değerlendirmeyle oluşturulmaya çalışılan edebî canlılık sağlanamaz.

www.turkedebiyati.org Türk Dili ve Edebiyatı b)Edebiyat yapıtının özelliklerini betimlemeye yönelik, betimlemenin ötesine geçmeyen eleştiriler. (Yapıtın kurgusu, sözcüklerin sayısı, yapısı gibi yapıtın “emripik” özelliklerinin betimlenmesi…) c)Yapıtın yalnızca belli bir tarihsel dönem ya da akın içinde ele alınarak eleştirisi. d)Yapıtın tanıtımı, propagandası açısından yapılan eleştiriler. Kısaca, bütünlük kaygısı gütmeyen eleştirilerin edebiyatı canlandırmada güdük kaldığını söyleyebilirim. Eleştiri birbiriyle içten bağları olan beş boyutlu bir çalışmadır. Bir eleştiri yazısında bu beş boyutun beşinin de bulunması gerekmezse de eleştirmen, bu beş boyutun beşiyle de hesaplaşması, bu boyutlarla ilişkisini geliştirmek zorunda olan biridir. Bu boyutlara geçmeden, edeştiri edeştirmen ya da edeştirici hakkında birkaç not düşelim. Edeştirmen, bir eleştirmendir. Dolayısıyla, beş boyutun beşiyle de ilgilidir. Bütünlük kaygısı taşır. Üstelik, edeştirmen, bir edebiyatçıdır, edebî değeri olan bir yapıt ortaya koymak zorundadır. Edeştirmen de bir “yaratı” ürünü vermek zorundadır. Edeştirmenin hem eleştirme hem “yaratma” kaygısı olduğu için, ona, biraz şakayla, “çifte kaygılı” edebiyatçı diyebiliriz. 1. Eleştirmenin ele aldığı edebiyat yapıtlarını, etkinliklerini, edebiyatçıları değerlendirirken dayandığı bir yaşam görüşü olmalıdır. Dünyaya bakış biçimi, insan anlayışı olmalıdır. Sıradan anlamıyla, “herkesin zaten böyle bir görüşü vardır”, diyebiliriz. Eleştirmenin saygınlığı, etkinliği bu yaşam görüşünün, işlenmişliği ile, derinleştirilmiş olmasıyla ortaya çıkar. Kitaplardan, çeşitli okumalardan, okuldan edinilmiş bilgilerinin yanı sıra, eleştirmenin yaşamdan devşirebildiği bilgileri, onun kişiliğinde birleşerek, eleştirel donanımını oluşturur. Okur ya da yazar olarak eleştirmenin yaşam görüşü benden çok farklı olabilir; üstelik, o, rahatsızlık duyduğum, belki de düşman bulduğum bir bakışın insanı olabilir. Eleştirmen olarak ona saygım, görüşüyle geliştirdiği insan anlayışının evrenselliğinden, derinliğinden, inceliğinden, kapsayıcılığından kaynaklanır. 2. Eleştirel bakışın ikinci boyutu, edebiyat görüşü boyutudur. Eleştirmenin, eleştirel saygınlığının ikinci ayağıdır bu: Edebiyata bakışını olgunlaştırmamış, işlememiş, dokumamış, bu bakışının temellerini oluşturmak için yorulmamış, çalışmamış, çile çekmemiş eleştirmene saygı duyamam. “Nokta-i nazârının” beslendiği insan anlayışını, yaşam birikimini, edebiyatı kavrayışının ufuklarını görebildiğimde, bu boyutuyla eleştirmen benim için saygın bir eleştirmen olur. Tıpkı yaşam görüşünde olduğu gibi, edebiyat görüşü, okur ya da yazar olarak benim görüşüme

www.turkedebiyati.org Türk Dili ve Edebiyatı uymayabilir. Yine de, onun edebiyat kavrayışına duyduğum saygı, görüşünün işlenmişliğine, derinliğine, genişliğinedir. Bu saygım, kendi görüşümü tanıyıp, geliştirmeme yol açabilir. 3. Üçüncü boyut, çözümleme boyutudur. Çözümleme yalnızca mantıksal, dilsel yaklaşımlarla yürütülebilecek, belli kalıpların uygulanmasıyla, ortaya çıkan bir etkinlik değildir. Yaşam görüşümüzün, edebiyat anlayışımızın açtığı ufuk içinde geliştirilebilir çözümleme. Belli dilsel, dilbilimsel kuramlar, çözümlemeye yardımcı olabilirse de, kuramla sıkışmış, sıkıştırılmış, tutsak alınmış bir uygulama çabası olmamalı, çözümleme. Çözümleme, yapıtın belli bir açıdan yapısını, öğelerini ortaya çıkarmak, yapıtı oluşturan öğelerin aralarındaki bağlantıları sergilemekle gerçekleşir. 4. Dördüncü boyut, ilk üç boyut üzerine kurulur. Eleştirmenin belli bir yaşam ve edebiyat anlayışı içinde geliştirdiği çözümlemelerin yorumlanması, zengin bir sezgi ve donanım birikimiyle gerçekleştirilmelidir. Yorum, çözümlemeden daha zengin, daha özgün, daha kapsamlıdır. Yorum, eleştirmenin yaratıcı gücünün sınandığı bir yerdir. Yorumla, yapıtın, varsa kendine özgü yeri; edebiyatın, edebiyat türünün içinde taşıdığı önem ortaya çıkar. Bunun tersine, yorum, çözümlemenin ardından yapıttaki olumsuzlukları da dile getirebilir. 5. Değerlendirme, eleştirinin doruğunu oluşturur. Eleştirinin bu boyutunda, eleştirmen, yapıtın, edebiyatçının “değeri” üstüne görüşler getirir. Çözümlemeyle yetinilmiş eleştiri çalışmalarında, değerlendirme tehlikesini göze almayan bir eleştirmenle karşı karşıyayızdır. Değerlendirme, eleştirmenin beğeni düzeyini, edebî değerleri sezip keşfedebilme yetisini gösterir. Edeştirmen açısından da, değer bulma, değer görme, değer keşfetme onun yaratıcılığının temel taşlarından en önemlisini oluşturur. Beşli boyutun bütünlüğü içinde ürünler verip, değerlendirmeler yapabilen eleştirmen ya da edeştirmenin edebiyatın canlanmasında etkisi büyük olacaktır. İşte edeştiri, eleştiri bütünlüğe sahip eleştirmenin bir edebiyat ürünü olarak ortaya koyduğu eleştiridir. Başarıldığında, sanırım, düz eleştiriden daha öğretici, daha zengin, daha ufuk açıcı olacaktır. Yetmişli yılların başında bıraktığım edebiyat eleştirisi çalışmalarının ardından, ara ara giriştiğim şair ve şiir değerlendirmelerini saymazsak, edebiyat eleştirisi üzerine otuz yıl sonra yazdığım ilk yazı bu.

www.turkedebiyati.org Türk Dili ve Edebiyatı Bir ayrımla başlayacağım. Edebiyat eleştirisinin, edebiyat üstüne yapılmış çalışmalar içerdiği için, edebiyat dışında kalan bir boyutu vardır. Bu açıdan bakıldığında edebiyat eleştirisini: 1. Bir edebiyat türü olarak edebiyat eleştirisi 2. Edebiyat etkinliğine, ürünlerine, yazarlara, okurlara yöneltilmiş yorumsal, filolojik, felsefî, bilimsel çalışmalardan oluşan edebiyat eleştirisi olarak ikiye ayırıyorum. Elbette bu iki tür eleştirinin kesiştiği ortak alanlar da olabilir. Bu yazıda daha çok bir edebiyat türü olarak edebiyat eleştirisi üstünde duracağım. Öyle bir eleştiri olacak ki bu, edebiyat olacak. Şiir gibi, öykü gibi, deneme gibi olacak. Tür olarak daha çok denemeye yakın olacak. Konusu edebiyat ürünleri, edebiyatçılar, edebiyat etkinlikleri ve onların yorumlanıp değerlendirilmeleri olan bir deneme olacak. Bir şiiri ve onun edebî eleştirisini yan yana okuyabileceğim, bir eleştiriden alacağım tat, bir edebiyat tadı olacak. Elbette çözümlemeler, mantıksal, dilsel, felsefi yapı taşıyan özellikler içerir. Bu özellikler edebî bir atmosferde yoğunlaşarak, edebî tat taşıyan eleştiri, edebiyat tadında olan eleştiri ortaya çıkacak. Bu tür eleştiriye eleştiri demeyi öneriyorum. Edebiyatın olan, edebî, edebiyatlanmış eleştirinin “l”sine, edebiyatın “d”sini yerleştirerek oluşturduğum bu sözcük, edebiyatla eleştiri arasındaki karşılıklı “etme”leri, “edebilmeleri” de yansıtıyor olabilir. Eleştiri gibi zaman zaman “nesnel”, “bilimsel” olması gerekliliği ileri sürülen bir çalışma alanının edebî bir yapı taşıması, bu alandaki çalışmaların “ciddiliğini”, anlamını, kültür yaşamı için önemini zedelemez. Eleştiri, “boş”, “cilâlı” duygusal ağırlığı sözlerle yapılan; ayırd eden, çözümleyen, irdeleyen, didikleyen özelliklerden yoksun bir çalışma değildir. “Edebiyat yapmayı”, içi boş, süslü sözlerle gerçekleştirilen, insanları duygusal açıdan sömürmeye yönelik bir çaba sananlar yanılıyorlar. Edebiyat, “akla”, düşünmeye, akıl yürütmeye, sorgulamaya, araştırmaya ters düşen bir etkinlik değildir. Edebiyat, edebiyatla düşünür; edebiyattan, edebiyatça düşünür, çözümler, irdeler, değerlendirir eleştiride. Eleştiride, belli bir kuramın biçimsel kuruluğu görülmez.Bir siyasal, sosyal bilimsel, dilbilimsel, mantıksal, matematiksel kuramın edebiyat yapıtına tepeden uygulamaya çalışıldığı çabalar edeştiri olamaz. Eleştiride, eleştirmen edebiyatçıdır. Her edebiyat yapıtı bir anlamda şiirsel özellikler taşıdığından (Bkz. “Ebedîyatını Yitirmiş Edebiyat” adlı yazım, Doğu-Batı, sayı:22, 2003, s. 21-36) edeştiri, yapıtın kendine özgü yapısını ortaya çıkarıp göstermek yerine, alışılagelen basmakalıp şekillerle, formüllerle, onu önceden kurgulanmış değerler, değerlendirmeler

www.turkedebiyati.org Türk Dili ve Edebiyatı düzeneğinde bir yerlere yerleştirme değildir. Yapıtı önceden verilmiş kuramlara uydurarak görmenin adı eleştiri olamaz. Böyle bir yaklaşım, yukarıda sözünü ettiğim anlamıyla şiirsizliktir: Dar düşünce kalıplarına takılarak, yapıtın kendi farklılığını ortaya koymasına, ona tepeden kuramlar, ölçütler giydirerek izin vermemektedir. Edebiyata saygısızlıktır. Şiir, çünkü, olağan dilin ötesine dilin olanaklarıyla çıkarak başarılabilir. Edebiyat elbette boş söz değildir. Her “dolu” sanılan söz de edebiyat değildir. Sözün şiirlendiği, şiir olarak ortaya çıktığı bir alandır edebiyat. Ölçülü, uyaklı dizeler anlamında, bir edebiyat türü olarak şiiri kastetmiyorum burada. Şiir, duyuş, düşünüş, kavrayışa dille açılan ufku gösterir. Eleştiride şiirin olması, ele aldığı yapıtın değerini, özelliklerini gösterecek biçimde, yapıtın etkisiyle eleştiri dilinin dönüşümler gösterebilmesi demektir. Yanlış anlaşılmaları önlemek için açıklama gerekir, bu noktada. Bir soruyla başlayayım: “Şiir eleştirisi şiirle, öykü eleştirisi öyküyle, deneme eleştirisi denemeyle mi yapılacak?” Şiir eleştirisi, örneğin, şiir üstüne, şiiri anlayıp, çözümlemeye, yorumlamaya, değerlendirmeye çalışan bir etkinliktir. Şiir eleştirisi şimdiye dek büyük çoğunlukla, düz yazıyla, belli düşünme, kavrama alışkanlıklarıyla yürütülmüştür. Bu eleştirilerin çok azının edebî bir değeri vardır. Elbette edebiyat üstüne yazılanlar, edebiyatla ilgilidir, edebiyat alanındadır ama edebiyat değildir. Şiir üstüne yazılan eleştirinin edebî olması da gerekmez.Ama, eleştiriden söz ediyorsak, eleştirinin başarabildiğinde, şiir olabileceğini söyleyebiliriz. Deneme eleştirisi, deneme; öykü eleştirisi öykü olabilir. Eleştiri, basma kalıp eleştirinin karşısına konulan bir eleştiri türüdür. (Örneğin, Tanpınar’ın Cemal Süreyya’nın kimi yazılarının, eleştirilerinin eleştiri olduğunu söyleyebiliriz!) Bu ikili ayrımın dışında kalan, basma kalıp, çalakalem eleştiri taslaklarında görünen eksik ve özürlerden bir bölüğünü dile getirerek, eleştiri yolundaki engellerden bazılarını sergilemiş olacağım. a)Eleştiri olarak ortaya konan ürünlerin kimileri yalnızca değerlendirmeye (iyi, kötü; güzel, çirkin; değerli, değersiz gibi…) yöneliktir. Oysa o değerlendirmenin dayanakları verilmediğinde, değerlendirmeyle oluşturulmaya çalışılan edebî canlılık sağlanamaz. b)Edebiyat yapıtının özelliklerini betimlemeye yönelik, betimlemenin ötesine geçmeyen eleştiriler. (Yapıtın kurgusu, sözcüklerin sayısı, yapısı gibi yapıtın “emripik” özelliklerinin betimlenmesi…) c)Yapıtın yalnızca belli bir tarihsel dönem ya da akın içinde ele alınarak eleştirisi.

www.turkedebiyati.org Türk Dili ve Edebiyatı d)Yapıtın tanıtımı, propagandası açısından yapılan eleştiriler. Kısaca, bütünlük kaygısı gütmeyen eleştirilerin edebiyatı canlandırmada güdük kaldığını söyleyebilirim. Eleştiri birbiriyle içten bağları olan beş boyutlu bir çalışmadır. Bir eleştiri yazısında bu beş boyutun beşinin de bulunması gerekmezse de eleştirmen, bu beş boyutun beşiyle de hesaplaşması, bu boyutlarla ilişkisini geliştirmek zorunda olan biridir. Bu boyutlara geçmeden, eleştiri eleştirmen ya da eleştirici hakkında birkaç not düşelim. Eleştirmen, bir eleştirmendir. Dolayısıyla, beş boyutun beşiyle de ilgilidir. Bütünlük kaygısı taşır. Üstelik, eleştirmen, bir edebiyatçıdır, edebî değeri olan bir yapıt ortaya koymak zorundadır. Deştirmen de bir “yaratı” ürünü vermek zorundadır. Eleştirmenin hem eleştirme hem “yaratma” kaygısı olduğu için, ona, biraz şakayla, “çifte kaygılı” edebiyatçı diyebiliriz. 1. Eleştirmenin ele aldığı edebiyat yapıtlarını, etkinliklerini, edebiyatçıları değerlendirirken dayandığı bir yaşam görüşü olmalıdır. Dünyaya bakış biçimi, insan anlayışı olmalıdır. Sıradan anlamıyla, “herkesin zaten böyle bir görüşü vardır”, diyebiliriz. Eleştirmenin saygınlığı, etkinliği bu yaşam görüşünün, işlenmişliği ile, derinleştirilmiş olmasıyla ortaya çıkar. Kitaplardan, çeşitli okumalardan, okuldan edinilmiş bilgilerinin yanı sıra, eleştirmenin yaşamdan devşirebildiği bilgileri, onun kişiliğinde birleşerek, eleştirel donanımını oluşturur. Okur ya da yazar olarak eleştirmenin yaşam görüşü benden çok farklı olabilir; üstelik, o, rahatsızlık duyduğum, belki de düşman bulduğum bir bakışın insanı olabilir. Eleştirmen olarak ona saygım, görüşüyle geliştirdiği insan anlayışının evrenselliğinden, derinliğinden, inceliğinden, kapsayıcılığından kaynaklanır. 2. Eleştirel bakışın ikinci boyutu, edebiyat görüşü boyutudur. Eleştirmenin, eleştirel saygınlığının ikinci ayağıdır bu: Edebiyata bakışını olgunlaştırmamış, işlememiş, dokumamış, bu bakışının temellerini oluşturmak için yorulmamış, çalışmamış, çile çekmemiş eleştirmene saygı duyamam. “Nokta-i nazârının” beslendiği insan anlayışını, yaşam birikimini, edebiyatı kavrayışının ufuklarını görebildiğimde, bu boyutuyla eleştirmen benim için saygın bir eleştirmen olur. Tıpkı yaşam görüşünde olduğu gibi, edebiyat görüşü, okur ya da yazar olarak benim görüşüme uymayabilir. Yine de, onun edebiyat kavrayışına duyduğum saygı, görüşünün işlenmişliğine, derinliğine, genişliğinedir. Bu saygım, kendi görüşümü tanıyıp, geliştirmeme yol açabilir. 3. Üçüncü boyut, çözümleme boyutudur. Çözümleme yalnızca mantıksal, dilsel yaklaşımlarla yürütülebilecek, belli kalıpların uygulanmasıyla, ortaya çıkan bir etkinlik değildir. Yaşam görüşümüzün, edebiyat anlayışımızın

www.turkedebiyati.org Türk Dili ve Edebiyatı açtığı ufuk içinde geliştirilebilir çözümleme. Belli dilsel, dilbilimsel kuramlar, çözümlemeye yardımcı olabilirse de, kuramla sıkışmış, sıkıştırılmış, tutsak alınmış bir uygulama çabası olmamalı, çözümleme. Çözümleme, yapıtın belli bir açıdan yapısını, öğelerini ortaya çıkarmak, yapıtı oluşturan öğelerin aralarındaki bağlantıları sergilemekle gerçekleşir. 4. Dördüncü boyut, ilk üç boyut üzerine kurulur. Eleştirmenin belli bir yaşam ve edebiyat anlayışı içinde geliştirdiği çözümlemelerin yorumlanması, zengin bir sezgi ve donanım birikimiyle gerçekleştirilmelidir. Yorum, çözümlemeden daha zengin, daha özgün, daha kapsamlıdır. Yorum, eleştirmenin yaratıcı gücünün sınandığı bir yerdir. Yorumla, yapıtın, varsa kendine özgü yeri; edebiyatın, edebiyat türünün içinde taşıdığı önem ortaya çıkar. Bunun tersine, yorum, çözümlemenin ardından yapıttaki olumsuzlukları da dile getirebilir. 5. Değerlendirme, eleştirinin doruğunu oluşturur. Eleştirinin bu boyutunda, eleştirmen, yapıtın, edebiyatçının “değeri” üstüne görüşler getirir. Çözümlemeyle yetinilmiş eleştiri çalışmalarında, değerlendirme tehlikesini göze almayan bir eleştirmenle karşı karşıyayızdır. Değerlendirme, eleştirmenin beğeni düzeyini, edebî değerleri sezip keşfedebilme yetisini gösterir. Eleştirmen açısından da, değer bulma, değer görme, değer keşfetme onun yaratıcılığının temel taşlarından en önemlisini oluşturur. Beşli boyutun bütünlüğü içinde ürünler verip, değerlendirmeler yapabilen eleştirmen ya da eleştirmenin edebiyatın canlanmasında etkisi büyük olacaktır. İşte eleştiri, eleştiri bütünlüğe sahip eleştirmenin bir edebiyat ürünü olarak ortaya koyduğu eleştiridir. Başarıldığında, sanırım, düz eleştiriden daha öğretici, daha zengin, daha ufuk açıcı olacaktır.

Eleştirinin Yollarında - Prof. Dr. Ahmet İnam.pdf

Whoops! There was a problem loading this page. Eleştirinin Yollarında - Prof. Dr. Ahmet İnam.pdf. Eleştirinin Yollarında - Prof. Dr. Ahmet İnam.pdf. Open. Extract.

276KB Sizes 4 Downloads 72 Views

Recommend Documents

Prof. Dr. Liedl -
tation of all these processes into mathematical models (model design), and in the ... Please send your application with curriculum vitae, list of publications if ...

Prof. Dr. Suyono, dr, Sp.Rad K).pdf
Whoops! There was a problem loading more pages. Whoops! There was a problem previewing this document. Retrying... Download. Connect more apps.

Prof Dr dr Charles Surjadi MPH.pdf
There was a problem previewing this document. Retrying... Download. Connect more apps... Try one of the apps below to open or edit this item. Prof Dr dr ...

Prof. Dr. MF. Rahardjo.pdf
Telepon/Fax : (0251) 622-932. E-mail : [email protected]. e. Alamat Rumah : Jalan Cikaret 2, Kotak Pos 155. Bogor 16001. Telepon/HP : (0251) 486-380 / ...

CV PROF. DR. SAAD MEKHILEF.pdf
E.A. Abdelaziz, R. Saidur, S. Mekhilef, A review on energy saving strategies in. industrial sector, Renewable and Sustainable Energy Reviews, Elsevier, 15 (1),.

prof. Dr. H.MUCHLAS SAMANI M.Pd.pdf
Page 3 of 30. Structure flexible. & innovative. learning. experiences for. individuals &. groups. Assess & report. on student. learning. Contribute to. language ...

Prof. Dr. Afrizal M, MA.pdf
There was a problem previewing this document. Retrying... Download. Connect more apps... Try one of the apps below to open or edit this item. Main menu.

PROF. (Dr.) CHITARANJAN TRIPATHY
Medal for Best Research paper published in Journal 2008 (Computer Division, Institution of Engineers ,. India). 2. ... University College Of. Engineering (UCE), Burla. (Sambalpur University). 1983. Electrical Engg. 63.5%. 4. I.Sc. B.J.B. College, Bhu

CURRICULUM VITAE Prof. Dr. Michael Gebel Personal ...
in Poland: stepping stones, screening devices, traps or search subsidies? ..... scholarships in 2012 and selection committee for study scholarships since 2010).

Director: Univ.-Prof. Dr. Gundel Harms-Zwingenberger - gemdev
Rodent control in African villages is more than a technical challenge: its long term success ... important distinction to inform education activities on rodent control.

Roadmap-alir-Prof Dr Ir Slamet Imam Wahyudi Unisulla.pdf ...
Try one of the apps below to open or edit this item. Roadmap-alir-Prof Dr Ir Slamet Imam Wahyudi Unisulla.pdf. Roadmap-alir-Prof Dr Ir Slamet Imam Wahyudi ...

Islamic Finance (FN6023) January 2010 Semester Prof. Dr. Murat ...
At this debt level even a 1.00% (100 basis point) rise in interest .... this time around due to the massive one-off stimulus package - not to mention the ...... and currencies that will be managed by more incompetent regulators and supra-national ...

Prof. Dr. Laksono Trisnantoro, MSc., PhD. (Policy Brief JKN).pdf ...
Policy Brief no:18/September 2014. Page 2 of 2. Prof. Dr. Laksono Trisnantoro, MSc., PhD. (Policy Brief JKN).pdf. Prof. Dr. Laksono Trisnantoro, MSc., PhD.

Islamic Finance (FN6023) January 2010 Semester Prof. Dr. Murat ...
as small, medium businesses (SMEs) are the back-bone of an economy ..... generated number to create a sense of reality in the unemployment figures. ..... high of $800 billion of which $266 was with China alone – this is clearly 33% of the ...

Ahmet Emre Alada˘g April, 2016 - GitHub
Personal Site: http://www.emrealadag.com. Web Pages. Projects: ... Woramo is a social network for sharing product/service reviews online. Friends ... Server Faces, installed/configured a server with RHEL5 and Oracle 10g En- terprise Server ...

ahmet davutoglu strategic depth pdf
There was a problem previewing this document. Retrying... Download. Connect more apps... Try one of the apps below to open or edit this item. ahmet davutoglu ...

Prof. Salwa Kamel (Cairo University) Dr. Yasmine Salah El-Din (Cairo ...
“Loss in Arabic-English translation: The case of information structure”. Abstract: Loss in translation results from irreparable formal and cultural incompatibilities among languages. To. Carford, equivalence is relative. No compromise can thoroug

Prof. Akeel Bilgrami - Groups
Portuguese. Stanford University. [ 3.45-5.15pm ]. Chaired by Prof. Amitabha Dasgupta. 17 June, 2016 (Friday). C.V. Raman Auditorium (Science Complex).

Prof. M.M.Mulokozi.pdf
... Examining (for Literature and Language). University of Dodoma, Tanzania 2012 -. University of Botswana (2 MA disserations) 2009. Makerere University (MA & PhD dissertations/theses) 2007 - 2009. Masinde Muliro University of Technolgy, Kenya 2008 -

PROF-ED.pdf
Sign in. Loading… Page 1. Whoops! There was a problem loading more pages. Retrying... PROF-ED.pdf. PROF-ED.pdf. Open. Extract. Open with. Sign In.

Chamber judgment Ahmet Yildirim v. Turkey 18.12.2012.pdf ...
Page 1 of 4. issued by the Registrar of the Court. ECHR 458 (2012). 18.12.2012. Restriction of Internet access without a strict legal framework. regulating the ...

Determining the Thickness and Refractive Index of a ... - Ahmet Uysal
If we send the laser beam at 30o angle of incidence to a regular glass .... text for any course covering exoplanet atmospheres.” —Mark Marley, NASA Ames ...

Epitaxy driven interactions at the organic–inorganic ... - Ahmet Uysal
Inset: SEM image of COM crystal transferred to a silicon substrate from .... 24 V. M. Kaganer, H. Mohwald and P. Dutta, Rev. Mod. Phys., 1999,. 71, 779–819.

Summer_2018 PROF PROG.pdf
Page 1 of 1. *see note at the bottom regarding university fees. In-State Out-of-State. Professional Programs*. Master of Accountancy. Full-Time 4,912.00 ...